Tarih: 28.05.2019 00:00

Türkiye’yi Parçalamak İçin Yapılmış 100 Plan

Facebook Twitter Linked-in

TRomen diplomatı ve tarihçisi Trandafir G. Djuvara, Türkiyeyi yok etmek, Türkleri Avrupadan atmak ve kutsal toprakları elde etmek için  tarih boyunca Avrupada yapılmış 100 planı bir araya toplayıp 1914’te Pariste, kitap halinde yayımlamıştır.

Djuvara’nın eserini Osmanlı taraftarı Arap aydınlarından Emir Şekip Arslan özetleyerek Arapçaya çevirmiş ve bazı ilaveler yapmıştır. Arslanın eserini Yakup Üstün, Türkiyeyi Parçalama Planları – 100 Plan – Haçlı Taassubu – Türkiye Düşmanlığı başlığıyla Arapçadan çevirmiş ve yayımlamıştır (Başka bir tercümesi Türkiyenin Paylaşılması Hakkında Yüz Proje 1281-1913 (Gündoğan y., İstanbul 1999) adıyla çıkmıştır.

Şekip Arslan, Hıristiyanların Müslümanlardan çok daha mutaassıp olduğunu, Endülüs, Güney Fransa, Sicilya, Sardunyada Müslümanların kökünü kazıdıklarını, buralarda bir tane müslüman mezarının dahi kalmadığını belirtmiştir. Aynı durumu Giritte de uygulamış, Balkanlarda da uygulamaya çalışmaktadırlar (2000’li yılların başında dahi Endülüste bir cami açabilmek için 25 yıl mücadele edilmek zorunda kalınmıştır).

Ünlü Fransız tarihçisi Albert Sorel, Şark meselesinin Türklerin Avrupa’ya ayak basmasıyla başladığını söyler ki çok doğrudur. Türklerin Avrupa’ya Karadeniz’in kuzeyinden ayak bastığı 11. asır başlarını, Haçlı seferlerinin başlangıcı olarak almak yanlış sayılmaz. İslam dünyasına ilk sefer 1002’de düşünülmüştür (45. s.). Malazgirt zaferinden sadece üç yıl sonra 1074’te Bizans imparatoru Avrupalılardan yardım istemiştir (39. s.). Haçlı seferleri 8 seferden sonra durmuş, bu defa Filistin’i ele geçirme ve Türkleri geriletme politikaları yürürlüğe konmuştur.

Kitap okunurken Türkiye’yi parçalama planları yapanların sadece papalar, patrikler, kardinaller, krallar, bakanlar, imparatorlar, çarlar olmadığı, fakat Petrarque, Erasmus, Leibnitz, Voltaire, Volney gibi tanınmış bilginlerin de bizzat planlar teklif ettiği görülmektedir (24. s.vd.).

100 planın 1.’si 1291 yılında, 100.’sü 1912 tarihinde yapılmıştır. 1291’den 1311 arasındaki 20 yıl içinde tam 10 plan yapılmıştır. Yani 2 yıla bir plan düşmektedir. Kısaca 13. yüzyılda 2, 14. yüzyılda 9, 15. yüzyılda 3+1, 16 yüzyılda 15, 17. yüzyılda 18, 18. yüzyılda 15, 19. yüzyılda 29+6, 20 yüzyılda 2 plan yapılmıştır.

En çok ve en tehlikeli planların 19. asırda yapıldığı görülmektedir.

Plan yapanların içinde Fransız ve İtalyanlar baş sırada yer almaktadır. Ancak şunu söyleyelim ki Türk ve İslam alemine en çok zarar verenler Fransız ve İtalyanlar değil, fakat İngiliz ve Ruslardır. Bu, Djuvara’nın eserinin bütün planları içine almadığını göstermektedir. Mesela Türk ve İslam aleminin en azılı düşmanlarından biri olan İngilizlere ait tek bir plana dahi yer verilmemiştir. Yazar herhalde İngiliz kaynaklarına ulaşmakta zorluklarla karşılaşmıştır.

İngiliz fanatizmini göstermek için ileri gelen siyaset ve devlet adamlarından bir ikisinin fikirlerini belirtmek, faydadan hali değildir. 19. asrın ünlü İngiliz amirali Nelson mektubunda kıralına şöyle seslenir:

“Ayaklananları yakmakta veya derilerini diri diri yüzmekte bizi serbest bırakacak kanunlar çıkartmalıyız. Çünkü içimizde yanan intikam ateşi yalnız idam etmekle sönmüyor.” (11. s.).

19. asrın son çeyreğinde İngiliz başbakanlığı yapan Gladstone şöyle der:

“Kur’an yer yüzünden kaldırılmalı, Avrupa Müslümanlardan temizlenmelidir.” (11. s.).

Aynı çağın İngiliz dış işleri bakanlarından Lord Salisbury ise şöyle der:

“Hilal haçtan ne aldıysa geri vermeli, aksi olmamalı.” (11. s.).

Planların içinde papanın organize ettiği ve 1571’de İnebahtı deniz savaşında Osmanlının yenilgisiyle biten 23. plan ile 1710’da Rus çarı Deli Petronun hazırladığı 48, 1772’de Rus çariçesi 2. Katerinanın hazırladığı 55, 1808’de Napolyonun hazırladığı ve hazırlattığı 64-68. planlar (toplam 5 plan), 1853’te Rus çarının hazırladığı ve Kırım savaşıyla biten 76. plan ve sair planlar dikkati çekmektedir.

Yapılan planların çoğu tatbik edilememiştir. Ancak zararsız da kalmamıştır. Her plan Osmanlıdan bir şeyler götürmüştür. Djuvara’nın 100 pilanı yayımlamasından sonra dikte ettirilen Sevr anlaşmasını 101. plan olarak kabul etmek mümkündür.  Osmanlı bu 101. planla yok olmuştur. Djuvara, 1918’den sonra Türkiyenin taksimi üzerine bir kitap daha kaleme almıştır.

102. plan Türkiye Cumhuriyetini hedef almış olup halen uygulama aşamasındadır.

Djuvara, hakkaniyetli ve adil bir Romen ve Hıristiyan olarak Türklerin Hıristiyanlara tam bir din ve mezhep hürriyeti verdiğini itiraf eder. Hatta Türklerin Hıristiyanlara olan müsamahasının, Hıristiyanın Hıristiyana olan  müsamahasından daha üstün olduğunu, Hıristiyanların dinî sebeplerle Müslümanlara duydukları düşmanlığın asla unutulmadığını, Osmanlıların ahitlerine bağlı kalma meziyetini gösterdiklerini ve Türk milletinin 1. Dünya harbinde mağlup olmasına rağmen şerefini koruduğunu söyler (184. s. vd).

Ernest Renan, Hıristiyanlığın din hususunda katı ve müsamahasız, Müslümanlığın ise aksine hoşgörülü olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır. (192. s.).

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —